Emre Özdinçer, Türkiye’nin önde gelen Güzel Sanatlar Fakültelerinden birinde okuduğu Heykel programını bırakıp eğitimine İngiltere’de devam etmeye karar veriyor. Mor Academia olarak Emre ile yollarımız tam da bu noktada kesişiyor!
Art & Design okumak isteyen bir çok öğrencinin hayallerini süsleyen the University of Arts London’dan “direct enrty” kabul almanın zorluğunu bilen bilir. Üstelik başvurunuzu tamamlamak için elinizde kalan süreniz çok kısıtlıysa… Ancak Emre’nin akıllardan kolay çıkmayacak yeteneği ve tekniği ile ortaya çıkan portfolio’nun etkileyiciliği birleşince istediğimiz sonucu almanın haklı mutluluğunu yaşıyoruz. Emre, eylül 2017’den beri the University of Arts London, Bachelor of Fine Arts öğrencisi.
Emre kişiliği, yeteneği ve vizyonu ile tanımaktan fevkalade keyif aldığımız danışanlarımızdan. Kısa sürede başvuru ve portfolio hazırlığı yapmanın verdiği adrenalin ve heyacanı da düşündüğümüzde, başvuru sürecini de kolay kolay unutmayacağız.
Kendisine kariyerinde başarılar diliyoruz, başarılı olacağından pek de şüphemiz yok 🙂
Türkiye’de aldığın Güzel Sanatlar eğitimini bırakıp yurtdışında okumaya karar verme sürecin nasıl gelişti?
Uzun bir süreçte alınmış bir karardır yurtdışında eğitim alma kararım. Çok uzun zaman realistik bir fırsat olmaktan öte, hayali, sanki ulaşılamaz bir fikir olarak gözüküyordu bana aslında. Fazlasıyla yaşadığım şehirlerle romantik bir şekilde duygusal bağlar kuran biri olsam da, hiçbir zaman at gözlüğü takarmışcasına, yeniliğe kapalı, cesaretsiz, inatçı, dogmatik tavırlarla kendimi başka ihtimallere, fırsatlara kapatmadım.
Dünyanın globalleşmesinin etkilerini fazlasıyla hisseden ve ona doğan bir nesilin insanı olarak, haliyle, internet, radyo ve televizyon, sosyal medya gibi araçlarla sürekli dünya gündeminden haberdar olup, birkaç defa yurtdışını ziyaret etme fırsatını yakalama şansı da bulup, benim yaşadığım mahallemi ve aldığım eğitimi, iyisiyle ve kötüsüyle dışarıyla olan farklarını inceleme fırsatı buldum.
İstanbul’da doğup büyüdüm ve maalesef İstanbul’un ve genel olarak bütün ülkenin trajik bir şekilde son 15 yılda hızla ve her gün çirkinleşmesine şahit oldum. Bunun verdiği hüznün yanı sıra Türkiye’de aldığım eğitimin beni yavaş yavaş parıldayan bir sanatçı olmaktan öte, kendi fikirlerine kulak asamayan, arzularının peşinden gitme cesaretini bulamayan, karanlıkta gözle seçilemeyecek halde, kaybolmaya yüz tutmuş bir üniversite öğrencisine dönüştürdüğünü farkettim. Şanslı olarak içimdeki beni dürten inatçı iç sesimi dinleyerek birçok insana göre tabu olan üniversiteyi yarıda bırakma eylemini gerçekleştirerek eğitimime yurtdışında devam etmeye karar verdim. Ayrıcı herşeyden öte, ne kaybedebilirdim ki?
University of Arts London, Art & Design alanında eğitim almak isteyen bir çok öğrencinin hayallerini süslüyor. Eğitim kalitesi ve öğrenci hayatı açısından değerlendirdiğinde neler söylemek istersin. Türkiye’deki eğitim sisteminden ne gibi farklılıklar gördün?
Eğitim kalitesi açısından Türkiye’deki eğitim sisteminin kalitesiyle aradaki farkları değerlediğimde çok şiddetli konstrasların olduğunu söyleyebilirim. Günümüze ait, dünyada olup bitenlerim farkında, bugüne hazır, tutunabilen, yenilikçi, kreatif bireyler olarak yol gösteriliyor ve cesaretlendiriliyor burada öğrenciler.
Kabul açısından rekabetin böylesine yüksek olduğu bir üniversiteden direct entry için kabul aldın. Bir çok öğrencinin de merak edeceği başvuru sürecinden biraz bahsedermisin? Başvurunun önemli aşamalarından portfolio hazırlığı, mülakat gibi süreçler nasıl ilerledi?
Evde huzursuz ve mutsuz bir şekilde yaptığım işlerin arasında kaybolmuş vaziyette, ben şimdi bunları nasıl adam akıllı bir portfolyo haline dönüştüreceğim diye düşünürken, kendimi internette daha önce yapılmış örneklere göz atarken buldum. İnternet tabii ki beni şaşırtmadı, bulduğum sonuçlar haliyle pek zevksiz ve kalitesizdi. Daha sonraları tesadüfen Mor Academia’nın web sitesiyle karşılaştım ve tıklayıp göz atmaya başladığımda web sitesinin sade, profesyonel, muntazam ve ilgi çekici tasarımı beni Mor Academia’yı aramaya itti. Bu güzel tesadüf beni Şebnem Erkek ve Artun Erkek ile tanıştırmış oldu.
Güzel bir sohbetin ardından günün sonunda portfolyomu beraber yapmada karar kıldık. Önümüzdeki en büyük engel ve tehlike üniversitelerin başvurularının kapanmasına çok kısa bir süre kalmasıydı. Benim artistik vizyonumun netliği ve bitmiş birçok işimin olması, Artun Erkek‘in grafik tasarım, portfolyo tasarımı konularındaki müthiş tecrübesi ve engin bilgileri ve herşeyden öte aramızda yakaladığımız muazzam uyum ve ahenk sayesinde, çok keyif alarak kısa bir süre içerisinde tatmin edici etkili bir portfolyo hazırlamış olduk.
Bu güzel işbirliğinin meyvesi ise University of Arts London‘dan direct entry almak olarak elimize geçti. Bana sıkışmış programına rağmen neredeyse her gününü ayırarak yardım eden Artun Erkek’e ve bütün süreçte beni cesaretlendiren Şebnem Erkek’e ne kadar teşekkür etsem az kalır. Mülakat esnasında portfolyomun güçlü olmasının verdiği güven ve görüşmeyi yaptığım kişinin rahat ve arkadaşça tavırları, akıcı ve etkili bir şekilde portfolyomu sunmamda ve kabul almamda büyük rol oynadı.
Şebnem Erkek
Director,
+90 (532) 372 8299
+90 (212) 296 8387